Milli Ekonomi Modeli
Prof. Dr. Haydar Baş

TAKRİZ / PROF. DR. GOULNAR BALTANOVA

Ekonomileri kurtaracak felsefe; geleceğin iktisat felsefesi

Prof. Dr. Haydar Baş'ın 'Milli Ekonomi Modeli' yal­nız Türkiye ve Müslüman dünyası için değil, günü­müzün tüm medeniyetleri için mühim vakadır. Ve bu­nun, dünya ekonomi düşüncesi gelişiminde yeni bir dönem olduğunu esaslı şekilde söyleyebiliriz.
 
Rusya ve Tataristan bilim adamları, Prof. Dr. Haydar Baş'ı derin felsefi, ilahiyat ve din bilgisi yazarı olarak tanımaktadır. Bu hizmetler Peygamberimizin hayatı veya İslam'da kadın hakları gibi geniş spektrumlu meseleleri de ele almaktadır. Bizce Prof. Dr. Haydar Baş, Müslü­man Şark dünyasının İbn-i Sina, Farabi, Arabi, vs. ileri gelen alimlerinin çağımızdaki temsilcisidir. Çünkü tıpkı onlar gibi hizmetlerinde ciddi bilimsellik ile maneviyat, kültür ve pratik bütünlüğü mevcuttur.
 
İşte bu eser O'nun yeni hizmetidir. Kitabın özelliği yenilik ve esaslık, geleneklere sahip çıkmak ve cesa­ret, güncel iktisadın sorunların çözüm orijinalitesidir. Bu hizmette analitiğin parlak düşüncesi ile pratiğin tecrübesi, bilim adamının cesareti ve iş adamının pragmatizmi birleşmiştir.
 
Kitapta ele alınmış konular o kadar geniş ki, yalnız onların kısaca özeti ayrı bir yazı teşkil edebilir. O yüz­den, Tataristan ve Rusya vatandaşları için bizce ak­tüel olan konularda duracağız.
Tarihi gelişim süreci açısından da, dünya ekonomi­sinde ve günümüzün sosyo-ekonomik süreçlerde ye­rini belirleme açısından da Türkiye ile Rusya'nın kade­ri benzerdir. İki ülkenin önüne globalleşme süreci katı seçenek olarak konmuştur; ya sanayileşmiş ve geliş­miş ülkeler arasında layıklı yeri almak, ya da ikinci sı­nıf ülkesi olarak, doğal kaynak ve iş gücü gibi ucuz kaynak satıcısı olmaktır. Batının ülkelerimize empoze ettiği gelişim yolu, ülkelerimizin jeopolitik, tarihi, milli ve dini gelişim özelliklerini dikkate almamaktadır. O yüzden, bağımsızlığı kaybetmeden ve kendi gelenek, değer ve prensipleri koruyarak bizi iktisadi elite dahil edecek öz modeli oluşturmak aktüellik kazanmaktadır. Prof. Dr. Haydar Baş'ın çalışması, dünya tecrübesine, en iyi beynelmilel iktisadi düşünce kazançlarına daya­nan, manevi ve sosyal, insani faktörleri dikkate alan ve insan için çalışan bir modeli çizmektedir.
 
Bizce, bu çalışma, ekonomi düşüncesinin, teorik araştırmaların ötesindedir. Kanaatimizce, bu çalışma güncel iktisat felsefesinin parlak izahıdır. Çalışma Prof. Dr. Haydar Baş'ı Smith, Ricardo, Keins, Leont-yev, Fridman, Kupmens gibi iktisatçılar sırasına dahil etmektedir.
 
Ekonomik model çalışmaların önem ve değerini, ik-tisat-matematik bilişiminde araştırma yapan Nobel ö­dülü sahip sayısına göre anlayabiliriz. İktisat üzerine Nobel ödülü 1969 yılında verilmeye başlandı. Hesap­larımıza göre bu ödüle 36 (aralarında 26'sı iktisat-ma-tematik bilişiminde araştırma yapan) iktisatçı layık gö­rülmüştür. Sosyal-iktisadi sistemdeki yasal ve sayısal ilişkilerin tespiti enformasyon teknolojilerin kullanımı i­le kolaydır. Lakin iktisat teorisi, istatistik, matematik ve enformasyonun gerçek sentezi olan çalışmasıyla Prof. Dr. Haydar Baş'a da bir Nobel ödülü gerekecektir. Bunda milli sistemi ve modeli mühim rol oynayacaktır.
 
Günümüz iktisat teorisinde değişik ekonomik sis­temler mevcuttur: Tam rekabetli serbest piyasa ekono­misi (tam kapitalizm), serbest piyasa ekonomisi, gele­neksel ekonomi, idari ekonomi. Batı strateji uzmanları piyasa ekonomisi taraftarlarıdır, geleneksel ekonomi i­se, onların analiz ve öngörülerinde ülkelerin gelişimini frenleyen gelişmemiş sistem olarak gösterilmektedir. Prof. Dr. Haydar Baş'ın kitabında gösterilen kapitalizmi, globalleşme taraftarları gelişmekte olan ülkelere, onları tamamen kendi jeopolitik ve ekonomik çıkarlarına uy­durmak için empoze etmektedirler.
 
Günümüzde dünya ekonomisinde Japon, İsveç, A­merika, Alman iktisadi modeller malum. Prof. Dr. Hay­dar Baş'ın çalışmasında, insan, onun ihtiyaçları, imkân ve memnuniyeti ön plana alındığı için, beynelmilel mo­delin çizildiğini söyleyebiliriz. Teklif edilen model İslami­yet'in ebedi prensiplerine dayanmaktadır. Bu prensipler temelinde orta çağda Müslüman camiası, her millet, sı­nıf ve tabakanın iktisadi ve sosyal güvencede bulu­nduğu gelişmiş devletler kurmuştur.
 
Genel olarak, modele gerçeği daha derinden öğre­nebilme amacı ile oluşturulan, hakiki objenin sembolik tasviri, şartlı şekli diye diyebiliriz. Prof. Dr. Haydar Baş'ın kitabında, tüm fertlerin refahını yükseltmeyi a­maç eden devlet idaresi iktisat modeli teklif edilmekte­dir. Belki ütopik duyula bilinir? Belki Marks hizmetlerin­de eşit ideal toplum hakkında okumuşunuzdur? Prof. Dr. Haydar Baş modelinin farkı belirgin, çünkü para te­davül kanunlarının, piyasa ve talep hareketleri vs. bilgi­lerinden oluşmaktadır.
 
İktisat biliminin önünde hep kıt kaynak kullanımı so­runu durmuştur. Bir çok iktisatçı optimum arayışı içinde bulunmuştur. Prof. Dr. Haydar Baş prensip itibarı ile Batı burjuva biliminden farklı olarak, kaynakların son­suz, insan ihtiyaçların kısıtlı olduğunu söylemektedir.
 
Sayın bilim adamının ileri sürdüğü "sonsuz kaynak" fikri çürütülmez argümanlar temelinde inşa edil­mektedir. Ve en esaslı argüman Kur'an-ı Kerim'in beyanlarıdır. 'İbrahim' suresinde Allah-ü Teala in­sanlara hitaben diyor ki: 'Sizlere, istediğiniz tüm im­kanları vermekteyim', 'Lokman' suresinde ise: 'Al­lah, gökyüzünde ve yeryüzünde olan her şeyi hiz­metinize sunmadı mı'.
 
Prof. Dr. Haydar Baş'ın fikrini fizik, kimya, biyo-teknoloji buluşları tasdik etmektedir. Bu buluşlar maddenin sınırsız imkanlarından bahsetmektedir. Mesela, 2004 yılı Nobel ödülü sahibi fizikçi J.Alfe-rov XXI yüzyılda sanayiinin esas kaynağı olarak gü­neş enerjisinin olacağını söylemektedir. Artı geri dö­nüşüm süreci akıllı topluma maddenin tekrar kulla­nım imkânı vermektedir.
 
Sonsuz kaynak, sınırlı ihtiyaca dayanan, Milli Eko­nomi Modeli'ni teklif ederek Prof. Dr. Haydar Baş da­ha çok dikkati üretimde değil, üretim-tüketim denge noktasını yakalama meselesinde odaklamaktadır.
 
Başka bir ifade ile, onun teklif ettiği iktisadi sistem, tüketim dengesi modelidir. Buna yakın bir fikir İstik­rarlı Gelişim Stratejinin temelinde de yatmaktadır. Lakin asıl fark bu modeli hayata geçirecek zihniyet­tedir. 2002 yılı Yohannesburg Dünya Forumu bunun ispatıdır. Sebebi ise, Globalist ülkeler, ilk olarak A­merika, Forumun birçok inisiyatifini desteklemedi, çünkü çıkarlarına ters idi.
 
Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli'nde ekonominin para gibi mühim aracına büyük önem verilmektedir. Bu meselede de sayın bilimadamı gü­nümüz biliminde oluşmuş katı fikirlerden daha ileri gitmektedir. Bizim iktisat teorisi kitaplarında para da­ha çok tedavül aracıdır.

Prof. Dr. Haydar Baş'ın fikrince, para, mal ve hiz­met üretimi için iktisadi faaliyeti harekete getiren a­raçtır.
Başka bir ifade ile para, üretim ve tüketime karşı gösterilen niyetin sebebi ve bir teşviktir. Şu ana kadar hiçbir iktisadi model paranın iktisadi birimlerin niyetini ifade etme özelliğine dikkati çekmemiştir. Milli Ekono­mi Modeli'nde gerçekleşecek paranın teşvik fonksiyo­nu günümüzde esas fonksiyonlarından biridir.
 
Ülkelerimizin karşılaştığı esas problem iktisadın li­beralleşmesi sonucu toplumun kutuplaşmasıdır. Prof. Dr. Haydar Baş kitabında, asgari ihtiyaçlarını bile kar­şılayamayan, gelirleri belli bir seviye altında olan fakir tabaka grubunu ayırt etmektedir. Türkiye ve Rusya ör­neğinde bu grubun yüzdesi iki ülkede de %90 civarın­dadır. Prof. Dr. Haydar Baş'ın çalışmasında, eğer eko­nominin büyümesini istiyorsak, dikkatimizi toplayarak bu tabakaya yardım göstermemiz gerekiyor denmek­tedir. Günümüzün en büyük problemi ise, nüfusun bu tabakası tüketim imkanını kaybetmiştir. Sayın Prof. Dr. Haydar Baş'ın teklif ettiği modelde bu tabaka ekono­mik hayatta katkıda bulunmakta, sosyal ve iktisadi ak-tivitesini devam ettirmektedir.
 
Tekrar edersek, Prof. Dr. Haydar Baş hizmetinin açtığı ufuklar sınırsızdır. Kitap, tekrar tekrar dönülme­sini istemektedir. Ve kitabın Rusça yayınlanması Rus­ya, Tataristan ve BDT devletleri için faydalı olacaktır.

Prof. Dr. Goulnar BALTANOVA
Kazan State Power Engineering University