Milli Ekonomi Modeli
Prof. Dr. Haydar Baş

PARANIN TEMEL ÖZELLİKLERİ

1. Tahrik Unsuru Olması
2. Emeğin ve Üretimin Karşılığı Olması
3. Mübadele Aracı Olması
4. Paranın Tasarruf Özelliği

Tahrik Unsuru Olması


Milli Ekonomi Modeli'nde para, emeği tahrik ederek mal ve hizmet üretimini sağlayan bir araçtır. Başka bir ifadeyle "işlemci" olan para, üretim ve tüketimle ilgili niyetlerin ortaya çıkmasına vesiledir. Bugüne ka­dar hiçbir ekonomi görüşü, paranın niyetin zuhuruna vesile olması özelliğine değinmemiştir. Paranın tahrik edici bir unsur (işlemci) olduğu Milli Ekonomi Mode­li'nde paraya yüklenen bir fonksiyondur.
 
Tahrik unsuru olan para, insanla buluşturulduğunda, ekonomik bir niyetin zuhuruna neden ol­duğu gibi var olan niyetin de açığa çıkmasına se­bep olur. Para bu yönüyle iktisat ekollerinin iddia ettiği gibi ekonomiyi örten bir peçe değildir. Yani nötr (etkisiz) değildir. Bilakis üretim ve tüketimi tetiklediği için aktif bir rol oynamaktadır.
 
Paranın tahrik unsuru olma özelliği kullanıldığında, sınırsız kaynaklar insanların istifadesine sunulur ve bu şekilde sonu gelmeyen bir hazine­nin de sahibi olunabilir.

Emeğin ve Üretimin Karşılığı Olması

Pratikte para olmadığında gıda, giyim, barınma, güvenlik, sağlık gibi temel ihtiyaçlar karşılanamaya­cağı gibi, yeraltı ve yerüstü kaynaklarını ortaya çıka­racak emeği de devreye koymak mümkün olmaz. Dolaysıyla üretim ve tüketim faaliyetleri yapılamaz.
 
Para, harekete geçirdiği emeğin ürettiği mal ve hiz­metlerin karşılığıdır. Üretimi devreye koyacak paranın başlangıçta karşılığı olmayabilir. Para, üretimle birlik­te kendi karşılığını ve hatta daha fazlasını oluşturma kabiliyetine sahiptir. Zati değeri olmayan paranın ma­liyeti, üretim faktörlerini devreye koyarak elde edile­cek mal ve hizmetin değerinden çok daha az olacaktır. Paranın bu özelliği de tıpkı paranın tahrik unsuru ol­ması özelliği gibi tamamen Milli Ekonomi Modeli'nin ortaya çıkardığı bir gerçektir.
Milli Ekonomi'de piyasalarda dolaşan para maliyetsiz olduğu gibi emeği tahrik edecek üretim faktörlerini devreye koyacak para da maliyetsiz paradır.
 
Başlangıçta zati değeri olmayan para, tahrik özelliği ile beraber mal ve hizmet üretimini sağlayarak kendine karşılık bulur.
 
Emeğin ve üretimin karşılığı olarak devreye gire­cek olan para, âtıl duran insanların emeğini harekete geçirir. Örneğin; yol yapımı için gerekli malzemeler dağlardan temin edilerek, insanların ihtiyacı olan yol­lar hizmete sunulabilir. Bu sayede hem insanların e­meği değerlendirilecek, hem de yol yapılarak ekono­mik bir değer oluşturulacaktır.
 
Paranın bu özelliğini farklı bir örnekle şöyle de açıklayabiliriz: 1 çuval mısırı toprağa attığımızı ve hasat zamanı 10 çuval mısır elde ettiğimizi varsayalım. Bu takdirde 9 çuval mısır, paranın e­mek ve üretimin karşılığı olma özelliğinin kulla­nılmaması durumunda piyasalarda talep daralma­sına sebep olur. Piyasada olması gereken para, 10 çuval mısırın karşılığı olmalıdır.

Mübadele Aracı Olması

Para bir değişim aracıdır. Piyasada bulunan her türlü mal ve hizmet para ödenerek satın alınır. Bu, paranın mübadele özelliğidir.
 
Mübadelenin tam olarak yapılabilmesi için piyasada yeterli miktarda paranın tedavülde olması şarttır.
 
Liberal ekonomilerde değişim aracı olarak dola­şımda olan para maliyetlidir. Maliyetli para, üretim­de daralmaya ve pahalılığa neden olur. Satın alma gücünün azalmasına yani talep daralmasına yol açar. Arz-talep dengesi bozulur. Üretilen mal ve hizmetler değerinin üzerinde piyasalara arz edilir. Çeşitli yollarla piyasalardan paranın faizle çekilmesi mübade­lenin sağlıklı gerçekleşmesine engel teşkil eder.
 
Liberal anlayış, "Her arz kendi talebini oluşturur" şeklinde ifade edilen "miktar teorisi" nin bir neticesi olarak, parasal büyüklükler üzerinde oynamamaya çalışarak, belli bir parasal taban hedeflemesi yapıp mümkün olduğunca bu parasal miktarı koruma gayretinde olmuştur.
 
Paranın piyasalardan faizle çekilerek belli ellere doğru akışının sağlanması ve paraya olan ihtiyacın emisyonla piyasalara iadesinin miktar teorisiyle engellenmesi, piyasalara para satanların önünü tama­men açmış oldu.
 
Liberal anlayışın hâkim olduğu ekonomilerde piyasalar tüketim kabiliyetini kaybeder ve en temel ihtiyaçlar bile mübadele ile gerçekleştirilememiş olur. Günümüz ekonomilerinde tüketicinin mal ve hizmete olan ihtiyacı her geçen gün artmasına rağmen aynı o­randa mübadele kabiliyeti azalma gösterir. Bu süreç e­konomilerde resesyon ve deflasyonun habercisidir.
 
Artan dünya nüfusunun tüketim yapamaması, üretim miktarının yetersizliğinden değil, insanların o tüketimi yapacak paradan mahrum olmalarından kay­naklanmaktadır.
 
Üretim problemi olmayan bir dünyada insanlar açlıktan ölüyor, diğer taraftan üretilen mallar depolarda stoklanıyorsa; bunun sebebi mübadeleyi gerçekleştir­mek için gerekli olan paranın ve yeterli talebin piyasa­larda bulunmamasıdır.
 
Milli Ekonomi'de mübadele için dolaşımda olan para maliyetsizdir. Paranın spekülatif alanlardaki kârlılığını sıfır limitine yaklaştıran bu anlayış, paranın pi­yasalara dönmesini, serbestçe dolaşımını ve reel eko­nomiye katkısını sağlamaktadır. Mübadelenin yaygın şekilde yapılmasını sağlayan Milli Ekonomi Modeli, üretilen mal ve hizmetlerin değerinde mübadele yapı­labilmesi için arz ve talebin denge noktasına ulaştırıl­masını şart koşmaktadır.
 
Milli Ekonomi'de denge, belirli bir matematik ölçüsü içerisinde arz ve talebin ayrı ayrı belli bir oranda aynı anda emisyonla desteklenmesiyle sağlanır.
 
Bu yaklaşım ekonominin temel hedefi olan sürekli büyümenin de formülünü içerir. Bu şartların oluştuğu ekonomilerde mübadele, herkes tarafın­dan tam olarak, eksiksiz gerçekleştirilmiş olur.

Paranın Tasarruf Özelliği

Liberal ekonomilerde tedavüldeki para maliyetlidir. Üretmeden ve emek sarf etmeden para kazanmak bu anlayışın bir neticesidir.

Bu anlayışa göre paranın tasarruf edilmesindeki a­maç faiz yoluyla para kazanmaktır. Onun için kapita­list ekonomilerde para, spekülatif alanlarda değerlen­dirilir.

Liberal anlayışın değer saklama aracı olarak paraya yüklediği fonksiyon:

   1. Paranın üretimden çekilip reel ekonominin dışı­na çıkmasına,
   2. Paranın tekelleşmesine,
   3. Dünyada üretilen mal ve hizmetlerin, parayı stok eden küresel güçlerin hâkimiyetine girmesine,
   4. Üretim maliyetlerinin artmasına,
   5. Talebin daralmasına,
   6. işçi ücretlerinin ve verimliliğin düşmesine neden olmaktadır.

Milli Ekonomi Modeli'nde, paranın piyasada teda­vülü maliyetsizdir.
 
Onun için değer saklama aracı (tasarruf) olarak para;

   1.  Mal ve hizmet üretimi,
   2. Günlük tüketim ihtiyaçlarının karşılanması,
   3. İleriye dönük ihtiyaçların karşılanması için tasarruf edilir. Örnek olarak düğün, hac, doğal afet ve hastalık gibi durumlarda kullanılmak üzere para tasarruf edilir.

Tasarruf aracı olarak paraya yüklenen fonksiyon;

   1. Paranın serbest dolaşımına
   2. Üretim ve talebin artmasına neden olur.

Bugüne kadar uygulanan yanlış para politikaları bireylerin istenilen düzeyde tüketim kabiliyetini engellediği gibi, kaynakların da yeterince kullanıl­masını imkansız hale getirmiştir.

Oysa üretimi ve tüketimi aynı anda devreye koyacak doğru para politikaları uygulandığında ekonomiler için nihai hedef olan sürekli büyüme gerçekleştirilmiş olur.