Milli Ekonomi Modeli
Prof. Dr. Haydar Baş

TAKRİZ / PROF. DR. VİKTOR VOLKONSKİY

Bu eser sadece Türkiye için değil, tüm dünya içindir

XX. yüzyılının ikinci yarısında iktisat biliminde, teori­de kendisine zıt olan anlayışları devre dışı bırakan, Batı devletleri kontrolü altında olan ülkelerin devlet iktisat politikasını oluşturan ve bu ülke gençlerinin üniversite kitaplarında okutulan liberalmonetarist anlayışının tartı­şılmaz tekeli oluşmuştur. Bu anlayışa ters düşen tüm teori ve araştırmalar, problem ve sonuçlar bilim adam­larının, siyasi ve öğrencilerin dikkatlerinden değişik yol­larla perde ediliyor, tali, önemi olmayan istisnalar, ya da "iktisadın" temel kanununa ek olarak gösteriliyor. Böy­lelikle, "bilimin temel binası", iktisat biliminin "mainstre-am"i, yeryüzündeki çoğunluğunun hayatı için çoktan derin problem ve tehlike haline gelmiş sosyalekonomik hayat sorunlarını ve gerçeklerini kısmen yansıtıcısı, ger­çek sorunları göz ardı edicisi haline geliyor. Gerçek, li-beraliktisat bilimi altından akıp gidiyor.
 

Günümüzün sorunları ise, iktisadi ve siyasi merkez­lerin ve taşranın, parasalmali alanın ve gerçek sektörün iletişimi, çağdaş ekonomide devletin, tekelin ve rekabe­tin rolü vesairedir. Şu anda değişik ülkelerde, "herkes tarafından kabul edilen gerçek" halini alan ve hakim o­lan teorik modellerin ve önerilerin temelinde yatan bir­çok ekollerin "aksiyomların" yeniden gözden geçirilme­sini gerektiren daha fazla yeni yaklaşım ve çalışmalar ortaya çıkmaya başlamıştır.

Ancak iktisat politikasında alternatif teorinin ve al­ternatif mefhumun oluşması için bu yeni girişimlerin bir araya getirilme ihtiyacı şiddetle hissedilmektedir. Prof. Dr. Haydar Baş'ın kitabı bu sorunun çözülmesi için ciddi bir katkıdır ve çalışmanın büyük değeri bun­dan kaynaklanmaktadır.
 
Birçok İslam takipçisinin O'nu kendi öğretmeni o­larak gören, derin inanca sahip şahsın iktisat gibi, dünyevi bilim dalında parlayıvermesi tesadüf değildir. İşin aslı şu ki, çağdaş iktisat teorisi ve oluşmuş dün­ya ekonomisi sistemi bireyin ve toplumun hedefi ola­rak sadece maddi ve parasal teşvik ve amaçları ele almaktadırlar. Bu kategoriler sisteminde ise insanlı­ğın önünde duran sorunların, özellikle de ekonomi a­lanında olan sorunların çözümü hiçbir şekilde yoktur.
 
İnsanlığın ilkel fizyolojik ihtiyaçların gidermesini gittikçe kolaylaştıran teknik ve üretim organizasyo­nu gelişimi iktisadi süreçlerin ekonomi dışı unsur­lara; siyasi, sosyal ve ilk önce geniş manasıyla manevi şartlara radikal olarak bağlı olduğu gerçeği ortaya çıkarmaktadır. Prof. Dr. Haydar Baş "Toplu­mun pozitif ya da negatif durumu bu toplumu oluş­turan insanların iç tabiatının doğrudan yansıması­dır" diye yazmaktadır.
 
Toplumun yapısı ve iktisadi ilişkiler ne kadar ras­yonel gözükürse gözüksün, onların halkın refah sevi­yesini yükseltmesi ve etkisi, toplumun manevi bera­berliğini esas almaları ve toplum fertlerinin çoğunun ve elit temsilcilerin bu ilişki ve yapının adil olduğuna inanmaları ve topluma değer vermeleri ile mümkün olmaktadır. Tarih boyunca insanlık bu kanaate var­mıştır. Toplumun manevi beraberliğin temelinde dini inanç veya vatanperverlik veya mutlu topluluk kurma düşüncesi yatmaktadır.
 
Eğer toplumun manevi temelinde herhangi ne­denlerle bozulma gerçekleşirse, toplumum tüm sos­yal enstitülerinde ve onları destekleyen mekanizma­larda taklitçilik başlıyor. Hem ahlak, hem adliye hu­kuk sistemi, hem hakimiyet kurumların oluşmasın­daki demokratik tarz, hem medya ülkenin ve ülke toplumunun çoğunun çıkarlarını temin etmemeye başlıyor.
 
Mali kaynaklara sahip olan ve bu sosyal sistemin egemenliğini ele geçiren az sayıdaki sosyal grupla­rın ve klanların elinde malzeme haline geliyor. Ülke­nin manevi beraberliği önemilidir, o olmadan devlet etkisiz hale gelmektedir.
 
Milli Ekonomi Modeli'nin istisna­i önemli ilkesi, her sosyal grubun maddi refah sevi­yesinden toplum ve devletin sorumlu olmasıdır. Bu ilke, devletin iktisada katkısını minimize etme liberal ideoloji yaklaşımını reddetmektedir.
 
Piyasa ve rekabet güçleri, yazarın anlattığı yapı­sal eşitsizlikleri (Prof. Dr. Haydar Baş'ın terimiyle, yapısal açıkları) tek başına düzeltemezler. Bunu an­cak güçlü ve bağımsız devlet yapabilir.
 
Parasal-mali kaynakların çok az sayıda olan zen­gin banka gruplarının, mali-siyasi klanların ve cemi­yetlerin ellerinde bilinçli olarak birikmesi Dünya E­konomisi için (ve bütün sosyal-politik alanın istikrar-lığının korunması için) en büyük tehlike olduğunu Prof. Dr. Haydar Baş görmektedir.
 
Global problemlerle uğraşan birçok iktisatçı ve siyaset bilimcisi, önceden belirtilmiş olan postulat­lara açıklama bulma amacıyla değil de, gerçekten şimdiki basit olmayan dünyada olan biten hakikat­leri öğrenmek isteyenler aynı fikirde olacaklarını düşünüyorum.
 
Prof. Dr. Haydar Baş'ın sonucuna göre: " Bugün Dünya Ekonomisinin gerçek yöneticileri üreticiler de­ğil, global maliyecilerdir. Şu anda, onların iktisadi ve siyasi etkilerinin güçlenmesini ancak en azından dü­şünce açısından, yapı olarak milletin yararı ve eko­nomik büyümenin doğrultusunda hareket eden dev­letler engelleyebilir."
 
Kitapta çok önemli sorun ele alınmaktadır, paranın ürün alanından direktif olarak çekilerek mali spekülasyon alanında yoğunlaşması, fazladan harcanması ve onla­rın siyasi sorunların giderilmesi için kullanılması sorunu ve saire. Böyle paranın çekilmesi ve sermayenin yurtdı­şına akması sonucunda üretimin ne kadar küçük mik­tarlara düştüğünü ve ülkenin potansiyel ekonomisini yıktığını Rusya'nın 90. yıllarda gösterdiği bariz örnekte görmekteyiz.

Prof. Dr. Haydar Baş'ın kitabının asıl değeri, tekrarla­mak istiyorum ki, şu anda iktisat biliminde hakim olan liberal görüşe ve (çoğu zaman alternatifsiz diye sunu­lan) liberal teoriye alternatif olan yeni görüşün oluşma­sında temel atmaktadır. Bu kitap tabii ki sadece Türkiye için değil, tüm iktisat bilimi için ve ilk sırada "Batı olma­yan" tüm ülkeler için çok büyük önem taşımaktadır. Bu kitabın meşhur olması ve geniş kitle için, iktisatçılar, si­yaset bilicileri ve diğer sosyal bilim uzmanları için, aynı zamanda politikacı, üniversite öğrencileri ve öğretmen­leri için ulaşılır olması çok önemlidir. Hizmetin fikir ve ö­nerileri genişçe istişare edilmeli, konuşmalı, başka uz­manların fikirleri ile mukayese edilmeli, netleştirmeli ve başka meşhur iktisatçı uzmanların fikirleri gibi geniş ya­yılma ve otorite bulmalıdır.

Prof. Dr. Viktor Volkonskiy
Rusya Bilimler Akademisi