Milli Ekonomi Modeli
Prof. Dr. Haydar Baş

KAPİTALİZM SARSILINCA SALONDA ALKIŞ KOPTU

BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Baş, Duma'daki tarihi konuşmasında, kapitalizmin esası olan 'kaynaklar sınırlıdır, ihtiyaçlar sınırsızdır' prensibini "kaynaklar sınırsızdır, ihtiyaçlar sınırlıdır" teziyle sarsınca salonda coşkulu bir alkış koptu

Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, Rusya Parlamentosu'nda, diğer ismiyle Duma'da yaptığı 1.5 saatlik konuşmada, sistemleştirerek insanlığın hizmetine sunduğu Milli Ekonomi Modeli'ni 17 başlık altında takdim etti. Prof. Dr. Baş, konuşmasında "kaynaklar sınırsızdır, ihtiyalar sınırlıdır" diyerek, kapitalizmin esası olan "kaynaklar sınırlıdır, ihtiyaçlar sınırsızdır" ilkesini yerle bir edince, özellikle Rus milletvekilleri, ilim adamlarının coşkulu alkışını aldı.

Sadece Milli Ekonomi Modeli’nde yer alan bu kuralları tek tek örnekler vererek ortaya koyan Prof. Dr. Haydar Baş, ilk olarak MEM'in tüketim eksenli tek analiz modeli olduğunun altını çizdi. Denenmiş tüm sistemlerin, üretimden ve üreticiden yola çıktığına işaret eden BTP Genel Başkanı, sadece MEM'in tüketen kesimden yana olduğuna dikkatleri çekerek, şunları söyledi: "Çünkü piyasalardaki problem sadece 'pazar' problemidir. Devletin tüketen kesimi desteklemesi, tüketiciyi güçlendirdiği için mala talebi arttırır. Pazar kabiliyeti güçlenir. Tüketim olmazsa siz istediğiniz kadar üretim yapın, üreticiyi devlet eli ile destekleyin, bu, sadece üreticinin sonunu hazırlar. Çünkü pazarda alıcısı olmayan mal, stoklanmaktan başka bir işe yaramaz. MEM için ana hedef, üretim ve tüketim arasındaki dengenin oluşmasıdır. İşte biz, tüketiciyi destekleyerek bunu gerçekleştiriyoruz. Ve sürekli büyüme de ancak böyle yakalanır."

Sürekli büyümenin adresi

Milli Ekonomi Modeli'nin sürekli büyümeyi temin ettiğini dile getiren Prof. Dr. Haydar Baş, bu konuda şu tespitlerde bulundu: "Sürekli büyümenin olabilmesi için, üretim ve tüketimin devamlı devrede olabilmesi şarttır. Üretim ve tüketimin aynı anda devrede olması, ekonominin sürekli bir hareket halinde olduğunun ifadesidir ki, o takdirde ekonomi sürekli bir büyümenin içine girmiş demektir. Kapitalist sistemin gereği olarak bugün piyasalarda yaşanılan; insanların elinde olması gereken paranın belli güçlerin elinde toplanmasıdır. Bu ise, paranın hem üretimden ve hem de tüketimden dışlanması demektir

Gelir adil dağıtılmazsa, deflasyon olur

Piyasalarda yeterli miktarda ürün olmasına rağmen, alım gücü yeterli seviyede olmadığından talep daralması görüldüğüne işaret eden Prof. Dr. Haydar Baş, talep eksikliğinin sonucunun 'deflasyon' olacağını ifade ederek, şunları kaydetti: "Bunu önlemenin yolu adil bir gelir dağılımıdır.

Adil bir gelir dağılımı için;

- Devletin piyasada global güçlerin kontrolüne engel olması,

- İsteyen herkese proje mukabili faizsiz kredi verilmesi paranın tekelleşmesini önleyeceği gibi, milli gelirin âdil dağılımını da sağlar,

- Sosyal devlet projeleri gelirin âdil dağılımını sağlar,

- Gelir düzeyine göre vergi alınması gelirde adaleti temin edecektir,

- Yeraltı zenginliklerinin devlet-millet ortaklığı ile işletilmesinden önemli bir gelir temin edilir."

Aslında işsizlik bir hastalık değildir

MEM için işsizliğin ekonominin yapısından kaynaklanan bir hastalık olmadığını dile getiren Prof. Dr. Baş, "Sosyal Devlet anlayışı eksik talebi karşılayacağı için 'tam istihdamı' sağlayacak, işsizlik problem olmaktan çıkacaktır. Talebin karşılanması için üretim de sürekli artmak zorundadır. Bu hal, yeni iş sahalarının açılmasına neden olacaktır" şeklinde konuştu.

Milli Ekonomi Modeli'nin yerleşik iktisat teorilerinin aksine "ihtiyaçların sınırlı, buna karşılık kaynakların sınırlı" olduğunu vurguladığını hatırlatan Prof. Dr. Haydar Baş, bu konuda şu ayrıntıları paylaştı: "Kaynakların sınırlı olduğunu kabul, insanlığın egosunu tahrik etmiş ve doymak bilmeyen hırsı insanlığın ecel şerbeti olmuştur. Oysa ki, insanlığın tarih sahnesine çıktığı günden beri hangi kaynak tükenmiştir, bir düşününüz! İlkel tarım döneminde yılda bir sefer alınan ürünler, bugünün teknolojik imkanları ile neredeyse her ay ürün alabilmeyi sağlamaktadır. Bu, ormancılıkta, sanayide, enerjide de böyledir. Kaynaklar açıldıkça açılıyor, sonunu getirmek diye bir şey söz konusu olmuyor. İhtiyaçlar; bir insanın yemesi, içmesidir. Bir insan günde binlerce kat elbise giyemez, binlerce öğün yiyemez. Bunlar sınırlıdır."

Vergi kimden alınır?

Prof. Dr. Haydar Baş, MEM’de alınacak vergi miktarının 'gelire' göre belirlendiğini dile getirerek, "Dar gelirli kesimden vergi alınmayacağı için, almayı tasarladığımız vergi dar gelirlinin elinde harcama yapma imkânı olarak kalır. Tüketici kesim güçlenecek, üretim de artacaktır. Dar gelirli kesimden vergi almamak, âdil bir gelir dağılımını temin edecektir" diyerek, yine kapitalist iktisatta bilinen ilkeleri yerle bir etti.

 

"MEM ile başarıya ulaşacağız"

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Danışmanı Prof. Dr. Andrei Kotrotkoi, BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın konuşmasından sonra yaptığı müzakerede, insanların gelişmesine katkıda bulunan bir ekonomi modeline gereksinim duyulduğunu ifade etti. Putin'in selamlarını getirerek sözlerine başlayan Korotkoi, "Bağımsızlığımızı ve güvenliğimizi teminat altına alan bir ekonomi modeli lazımdır. Öyle bir ekonomi olmalı ki, her Ruble adalet dağıtsın" dedi. Milli Ekonomi Modeli'nin (MEM) Rusya Devlet Başkanı'nın önünü açtığını ifade eden Andrei Korotkoi, "MEM, Rusya'nın iktisadi bağımsızlığını sağlıyor ve sürekli büyüme ile insana adaletli yaklaşmayı getiriyor. Bu modelin temelinde adalet yatmaktadır ki, bu da Ruslar için uygundur. Bu model sadece milli değil, uluslararası dahil tüm seviyelerde uygulanabilir. MEM Rusya'nın istediği kalkınmayı sağlamaktadır. Eski ekonomi modelleri ömrünü tamamlamıştır ve yeni bir ekonomi modeline ihtiyaç vardır; o da MEM'dir. Rusya olarak MEM ile başarıya ulaşacağız."

 

Her insan geçimini temin etmeli

BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, Duma'daki konuşmasının Milli Ekonomi Modeli'nin esaslarını zikrettiği bölümünde modelin merkezinde insanın yer aldığını ifade ederek, "Tüketim eksenli tek analiz olan MEM, insandan yola çıkmaktadır. Her insanın geçinmesi için asgari geçim şartlarına kavuşması gayemizdir" dedi.

Faiz sanal büyüklükler doğurur

Faiz konusuna da değinen Prof. Dr. Baş, bugün dünya ekonomilerinin ortak problemi olan, durgunluk, stagflasyon, deflasyon, enflasyon, işsizlik gibi birçok iktisadî hastalığın temelinde faizin yattığının altını çizerek, şunları söyledi: "Faiz, üretimden uzak, sanal ekonomik büyüklükler ortaya çıkarır. MEM, bu gerekçelerle faizi devre dışı bırakır. Faizle borç almak ülkeler açısından, ülke ekonomilerinin yabancı kontrolüne geçmesi mânâsındadır. MEM’de, faiz ortadan kalkacağı için, para, piyasada herkesin ulaşabileceği bir şekilde bulunur. Bu da üretimin ve tüketimin devamlılığını sağlayacaktır. Paranın maliyetsiz olarak piyasalara sunulması, 'enflasyonun' oluşumunu engellediği gibi, talep daralmasından kaynaklanan 'deflasyonu' da önleyecektir."

Para gerçek tanımına kavuştu

Kapitalist sistemin para merkezli olmasına rağmen, MEM’in paraya yüklediği fonksiyonu göremediğini ifade eden BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, Duma'daki konuşmasında bu konuda haziruna şu detayları aktardı: "Paranın mübadele ve değişim aracı olması bilinen iki özelliğidir. Biz, paraya yeni tarifler getirerek, paranın emeğin, üretimin ve tüketimin karşılığı olduğunu ve paranın, emeği, üretimi ve tüketimi tahrik eden unsur olduğunu söylüyoruz. MEM’de, mübadele için dolaşımda olan para maliyetsiz olduğu için para piyasada kolayca döner. Para üretimle birlikte, kendi karşılığını ve hatta daha fazlasını oluşturma kabiliyetine sahiptir. Bu hususlar, paranın sadece MEM’in ortaya çıkardığı özelliklerdir."